Ahıskalı Öğreniciler ve Mezunlar Derneği'nin ve İstanbul Ahıskalı Öğrencilerin Eminönü Halk Eğitim Merkezi'nde 28 Kasım 2010 tarihinde düzenlediği ''14 Kasım 1944 Ahıska Sürgününün 66.yıl dönümünü anma programı'' Ahıskalı öğrenciler, yetkililer, İstanbul TRT Avaz TV Muhabiri Halil Aliyev ve Kameraman Şener Karadağ, gazeteciler, Ahıskalı Türkler ve davetliler tarafından yoğun ilgi gördü. Programda, ayrıca, Ahıska kitap ve dergileri de sergilendi. İstanbul TRT Avaz TV Muhabiri Halil Aliyev ve Kameraman Şener Karadağ, sürgünü bizzat yaşayan Temlalı Mustafa Hacıoğlu ve Balabek Merdan ile ve Ahıskalı Öğreniciler ve Mezunlar Derneği'nin Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Alioğlu ve İstanbul Öğrenciler Temsilcisi Mansur Abdullayev ile birer röportaj yaptı. Programı sunan İstanbul Üniversitesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu 2.sınıf öğrencisi Gülnara Agaliyeva'nın yaptığı sunum ve konuşmalar salondaki herkesi duygulandırdı. Sunucu Agaliyeva, programın akışı ve konuşmacılar ile ilgili yaptığı konuşmasının ardından, savaşlarda ve sürgünde hayatını kaybeden şehitlerin anısı için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. İstiklal marşı da okundu.
Sunucu Agaliyeva, daha sonra konuşmak için kürsüye Ahıskalı Öğreniciler ve Mezunlar Derneği'nin Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir 9 Eylül Üniversitesi İktisat bölümü 4.sınıf öğrencisi Rüstem Alioğlu’nu davet etti. Rüstem Alioğlu, konuşmasına şu sözlerle başladı:’’Sayın Valim, sayın protokol, saygıdeğer büyüklerim, değerli öğrenci temsilcisi arkadaşlarım, sevgili dostlar, Ahıska Türklerinin Ahıska’dan sürgününün 66.yılını anma programımıza, davetimize icabet etmekle, dert ve kederimizi paylaştığınız için Ahıskalı öğrenciler adına sizlere teşekkürlerimi sunarım.’’ dedi.
Alioğlu konuşmasında ayrıca:’’Tarihi şanlı zaferlerle dolu Türk ecdadın Ahıskalı çocukları, 14 Kasım 1944 tarihinde, 66 yıldır bitmeyen bir sürgüne maruz kalmışlardır. Peki neydi bu kadar acı ve ızdırabın sebebi ?..
Zalim Stalin’e göre, bizim asıl suçumuz, müslüman ve Türk olmamızdır. Stalin bizi Ahıska’dan koparmakla büsbütün yok edeceğini düşündü. Ama yanıldı. Onun suç unsuru olarak gördüğü İslam dinimiz ve Türklüğümüz, bizim en değerli yaşam kaynağımız ve en değerli hazinemizdir. Bizi ayakta tutan ve yaşatan bu iki değerli hazine sayesinde 66 yıllık sürgün hayatı bizi yıkmadı ve bundan sonra da asla yıkamayacak.’’dedi.
Rüstem Alioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:’’Bugün bu iki hazineden beslenerek yetişen bir gençlik var. Sürgünden sonraki üçüncü nesil olan biz Ahıskalı Öğrenciler Birliği, bu davanın takipçileriyiz. 66 yıl önce ecdadımızın sürgün edildiği Ahıska topraklarına, bağımsızlık ve hür irademizden herhangi bir ödün vermeden tekrar döneceğiz. Ahıskalının özü ve sözü birdir.’’ dedi.
Alioğlu, konuşmasında ayrıca, Gürcistan’a geri dönüş problemleri hakkında bahsederken, şunları söyledi:’’Bugün Gürcistan Hükümeti, Ahıska Türklerinin Ahıska’ya dönmemesi için her türlü akla gelmez hilelere başvurmakta, Ahıskalı Türkleri, Ahıska’ya dönmekten vazgeçirmeye çalışmaktadır. 1995 yılından beri, büyük öğrenci projesi kapsamında Türkiye’de eğitim alan Ahıskalı öğrenciler, artık kendi uzmanlık alanlarında söz sahibi olmaya başlamışlar ve Ahıska Türkü’nün haklarının iade edilmesinde kullanmak üzere çok kapsamlı bir çalışma başlatmış ve Türkiye Cumhuriyeti İstanbul Merkezli ‘’Ahıskalı Öğrenciler ve Mezunlar Birliğini’’ kurmayı kararlaştırmışlardır.’’ dedi. Alioğlu konuşmasını ‘’Ecdadını unutanlar, kaynaksız ırmağa, köksüz ağaca banzerler.’’ diye bitirdi.
İstanbul Ahıska Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği ve TRT tarafından hazırlanan ve duygusal atmosferde izlenen tarihi Ahıska belgeselinin ardından, Rüstem Aliyev ‘’Bayrak’’ adlı şiiri okudu. Sunucu Agaliyeva, daha sonra kürsüye Mustafa Hacıoğlu ve Balabek Merdan’ı davet etti.
Ahıskalı, Temlalalı, Mustafa Hacıoğlu konuşmasında, salondakilere hitap ederek, 14 Kasım 1944 sürgününü bizzat yaşadığını binlerce dede, nine, kadın, çocuk ve savaşdan dönen yaralı gazilerin hayvan vagonlarında sürgün edildiğini, bazı çocukların sürgün esnasında vagonlarda doğduğunu, yollarda açlık ve hastalıktan oldüğünü ve bir ay süren sürgün esnasında 17 bin Ahıskalı dede, nine ve çocukların hayatını kaybettiğini söyledi...
Mustafa Hacıoğlu:’’Sürgün edildiğimiz Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan’da, 1944-1956 yıllarında sıkı yönetim altında çok çile çektik... Daha sonra, 1980.yıllarda durumumuz iyileşmeye başladı... Ancak, 1989-1990 yıllarında Özbekistan’ın Fergana ve Taşkent vilayetlerinde çok acı olaylar meydana geldi... Bu olaylardan sonra Azerbaycan’a göç ettik... Daha sonra ise Türkiye’ye geldik... Allahü teala, siz öğrencilere burs veren, yurtlara yerleştiren ve okutan Türk Hükümeti’nden razı olsun. Siz öğrenciler, bizim geleceğimizsiniz. Sizler, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iyiliğini hiç unutmayın.’’ dedi.
Daha sonra bir konuşma yapan Balabek Merdan da, salondaki öğrencilere hitap ederek:’’Ben Rüstem ve Mustafa kardeşlerimin konuşmasından sonra şunları söylemek istiyorum. Her birinizi, anne ve babalarınız, çeşitli üniversitelerde okutmak için Türkiye’ye göndermişler. Birinizin problemi, hepimizin problemidir. Bizler, Ahıska’da, Özbekistan’da, Azerbaycan’da ve şimdi ise Türkiye’de yaşamaktayız. Bize bu memleketi bırakan ecdadımızdan Allahü teala razı olsun. Tembel kişiyi, Allahü teala da, insanlar da sevmez. Çocuklarım, iyi tahsil alın. Okuyun. Düzenlediğiniz sürgünü anma programınız hayırlı olsun.’’ dedi. Mustafa Hacıoğlu ve Balabek Merdan’ın konuşmaları salondaki öğrenciler tarafından uzun süre alkışlandı.
Sunucu Gülnara Agaliyeva tarafından, daha sonra kürsüye davet edilen Araştırmacı Gazeteci Yazar Muhammet İzzetoğlu şunları söyledi:’’Saygıdeğer büyüklerim, sevgili öğrenciler, saygıdeğer basın mensupları, 14 Kasım 1944 sürgününü hatırlarken, bir müddet düşünmemiz lazım... Çünkü, 7’den, 70’e, eli silah tutan Ahıskalı Türkler, 1936-1944 tarihlerinde Sovyetler Birliği ordusu saflarında, Nazi Almanyasına karşı savaşırken, Ahıska’da yaşayan Ahıskalı Türk dede, nine, kadın, çocuk ve yaralı gaziler Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin ve İçişleri Bakanı Lavrentiy Beriya’nın emriyle, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan’a sürgün edildiler... Bu sürgünü yaşayan İzzet dedem, babam Murtaza muallim ve nice Ahıskalı insanımız, sürgün edildikleri Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan’da 1944-1956 yılları arasında sıkı yönetim altında büyük haksızlıklara maruz kaldılar...
Ahıskalı önderlerimizin vatana dönüş için verdikleri büyük mücadele sonucunda, Sovyetler Birliği yönetimi tarafından daha sonraki yıllarda bazı kararlar alınmış olmasına rağmen, Ahıskalı Türklerin Ahıska’ya dönmesi her zaman engellenmiştir...
1989-1990 yıllarında Özbekistan’da, Fergana ve Taşkent vilayetlerinde Ahıska Türklerine karşı meydana gelen acı olaylar, 2004-2005 yıllarında Rusya’nın Krasnodar bölgesinde yaşayan Ahıskalı Türklerin büyük baskı altında kalarak, ABD’ye göç etmek zorunda kalması ve son olarak, Kırgızistan’da meydana gelen olaylar sonucunda halkımız büyük zorluklar yaşamıştır... Şimdi, dünyanın dokuz ülkesinde sürgün hayatını yaşayan Ahıskalı Türk Halkımız vatan hasreti ile yanmaktadır...
Sevgili öğrenciler, anne ve babalarınız sizleri üniversitelerde okumanız için vatanımız Türkiye’ye göndermiştir. Sizler, iyi eğitim almanız ve üniversiteden mezun olduktan sonra, birer başarılı öğretmen, mühendis, doktor, mimar ve diğer dallarda uzman olmanız için çok çalışmanız lazım. Sizlerin, mezun olduktan sonra Ahıskalı Türk Halkımız, Türk ve İslam Dünyası ve tüm insaniyet için hayırlı hizmet etmenizi dilerim...
7 Temmuz 1992 tarihinden bu yana görüştüğümüz ve Ahıskalı Türk Halkımıza en büyük insani desteği veren Türkiye Cumhuriyeti Devlet Büyüklerimiz ve son olarak, Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah GÜL ve Başbakanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin yetkililerinden Allahü teala razı olsun.
İzzetoğlu, konuşmasını şu sözlerle bitirdi:’’Ahıskalı Türk olmak, her babayiğidin harcı değildir.‘’ Muhammet İzzetoğlu’nun konuşması salondaki öğrenciler ve davetliler tarafından büyük bir coşkuyla alkışlandı.
Daha sonra, Ahıskalı Öğrenciler tarafından, Gürcistan’ın Ahıska bölgesinde, 14-16 Kasım 1944 tarihlerinde gerçekleştirilen sürgün öncesi ve sürgün sırasında yaşanan olaylar bir tiyatro gösterisi ile sahnede canlandırıldı.
Tiyatro gösterisinin ardından, ‘’Ahıska’’ şiirini okuyan Nofil Musayev, Salondakiler tarafından uzun süre alkışlandı.
Programın sonunda, İstanbul Öğrenciler Temsilcisi Mansur Abdullayev, bir teşekkür konuşması yaptı. Ardından, sunucu Gülnara Agaliyeva programa teşrif edenlere teşekkür etti ve programa katılamayan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Ekincinin program katılımcılarına gönderdiği tebrik mesajını okudu.
Titizlikle hazırlanan programın başırılı bir şekilde sonuçlandğı için kendi teşekkürlerini sunan konuklar, bilinçli ve genç Ahıskalı Türk öğrencilere güvendiklerini ve Ahıska davasının meşelesinin gençlerin elinde olduğunu vurguladılar.