Dünya Ahıskalılar Birliği Başkanı Ziyatdin Kassanov, “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 700 aile anavatana geldi. Bu ne demek bilemezsiniz. Çünkü siz vatansız büyümediniz” dedi ve Ahıska Türklerinin AK Parti’yle değişen kaderini anlattı.
- Vatandan yetim geçen 100 yıl ve bir yüzyıla sığan dört sürgün... Ruslar’ın Ahıskalı Türkler’le alıp veremediği neydi?
Biz Türküz, Osmanlı tebaasıyız. Ne kimliğimizden ne dilimizden ne dinimizden vazgeçtik. Onca katliam, soykırım ve sürgüne rağmen asimile olmadık. İsyan etmedik, başkaldırmadık ama başımızı da öne eğmedik. Rus pasaportunun milliyet kısmında Türk yazan tek toplumuz. Düşünün sadece, ailenizi, evinizi, topraklarınızı elimizden almıyorlar, tarihinizi, kültür sanatınızı, vatanınızda size ait her şeyi siliyorlar. Onlar tarih sayfasından bizi silmeye çalıştıkça, biz birlik olduk, geleneklerimizi, dilimizi, dinimizi, gelecek nesillere aktardık.
- 1918, 1937, 1944 ve 1989’da Rusya’nın bir ucundan diğerine sürüldünüz. Çocuklar hikayenin güzelini duymayı hak eder. Böylesine büyük bir acıyı onlara nasıl anlatabildiniz?
Osmanlı topraklarından koparıldığı 188 yıl boyunca her Ahıskalı acının içine doğdu. Sürgün, bunu hiç yaşamayan için basit bir şeymiş gibi gelir. Çünkü kelime anlamı bunu söyler: Bir yerden başka bir yere mecburi göç! Gerçek ise bundan ağırdır. Düşünün, bir gece vakti evinizin kapısı çalınıyor, babanızı, büyüklerinizi alıp bir yere götürüyorlar. Bilmiyorsunuz ki bu onları en son gördüğünüz an. Onların gelmesini beklerken sizi yük trenlerine istifleyip 6 bin kilometre uzaklığa Sibirya’ya doğru meçhule gönderiyorlar. Vagonlarda ailenizin ölümüne tanık oluyorsunuz. Yolun sununda kendinizi dil, din, iklim ve tarihsel hiçbir ortak noktanızın olmadığı bir toplumun içinde buluyorsunuz. Sürgün acıdır ama sürgün edildiğin bölgede hayat kurmaya çabalamak çok daha acıdır. Çocuklarımız da bizler gibi kaderin ve kederin içinde varoluş savaşı verdik.
BABAM DEDEMİN ÖLDÜĞÜNÜ 30 YIL SONRA ÖĞRENDİ
- Tarih sizi Ahıska Türkleri değil, Kafkas Türkleri olarak tanımladı. Neden?
1829’da Osmanlı’dan koptuğumuzda Gürcistan bizi Çarın arazileri içine sürdü. Ne ortak bir din, ne dil, ne kültür, ne yaşam biçiminin olduğu topraklar. Ne geçmişimiz ne de yakınlığımız var. Rusça konuşmaya zorladık. Biz bu felaketi tüm Kafkas Türkleri olarak yaşadık. Ama Ahıskalılar diğer Kafkas bölgelerine göre tam Osmanlı vilayetiydi. Dolayısıyla kendimizi Anadolu’nun devamı, Osmanlı’nın tebaası olarak gördük. Daha büyük felaketi 1937’de Stalin’in gelişiyle yaşadık. Bizim toplumun bütün ileri gelenlerini bir gecede temizlediler. Benim dedem, dayılarım, amcalarım hepsi gitti. Ailemin diğer bölümü Troçki zamanı yük trenlerindeki zorunlu yolculukta kaybettim. Ardından 1941’de II. Dünya Savaşı’nda 40 bin Ahıska Türkü savaşa gitmeye zorlandı. 17 bin insanımızı kaybettik, 23 bini sakat döndü. İşin daha da acıklı tarafı, savaştan dönenler ailelerini bıraktığı yerde bulamadı. Çünkü kalanlar sürülmüştü. Biz ölenlerimize Kur’an okuturuz. Benim babam dedemin akıbetini 1975 yılına kadar öğrenemedi. 30 sene sonra duasını okuttu. Ama Allah yine de bizi korudu. Orta Asya’ya Kazakistan’a gelebildik. Bir Müslüman ve Türk milletinin içine. Bizlere kapılarını açtılar. 1956’ya kadar rejim altında yaşadık. Kırgızlara, Özbeklere ve Kazaklara minnettarız.
ERDOĞAN KADERİMİZİ DEĞİŞTİRDİ
- Ahıskalılar için vatana dönüş başladı. Ahıskalı aileler Türkiye’ye birer birer geliyor ve vatandaşlık hakkı elde ediyor. Süreç nasıl başladı?
Dünya Ahıska Türkleri Birliği çatısı altında devlete bir zemin ve mekanizma oluşturduk. İşbirliğiyle gidiyor. Gürcistan bizim dönmemizi istemedi. ‘Dilini değiştir, unut’ dedi. Orada okul, cami, iş sahasına ihtiyacımız vardı. Çok şükür devletimiz bize sahip çıktı. Ahıskalıların kaderi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile değişti. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 23 bin Ahıskalıya vatandaşlık veriliyor. 188 yıldan sonra nasıl bir müjde oldu bizim için anlatamam. Tüm Ahıskalılar Cumhurbaşkanımıza dua ediyoruz. Cumhuriyet tarihi boyunca hep vatanımıza dönmek istedik. Evvelki yönetimler başbakanlar gelir gider bizi muhatap almazlardı. Şimdi Cumhurbaşkanımız bizi makamında ağırlıyor, dertlerimizi dinliyor ve çözüm buluyor. Yıllardır vatansız kalmış, Türk oldukları için dışlanmış, tüm hakları, aileleri ellerinden almış bir millet için bunun ne anlama geldiğini tahmin bile edemezsiniz. Tüm gücümüzle, kalbimizle ait olduğumuz Türkiye için çalışacağız.
-Türkiye’ye dönüş yolunda kaygılarımız var mı?
Kaygı yok aksine büyük bir sevinç var. Biz çalışkanız, bugüne kadar kendi sahibi olmadığımız topraklarda bile kazanmışken anavatanı mutlaka kalkınırız. En çok çocuklarımız için seviniyorum. Nesiller, sürgün, acı ve katliamla büyüdü. Onların Türkçe eğitim aldıklarını görmek, özgürce sokaklarda koşturmaları gözlerimizi yaşartıyor. Düşünün onlara kimse burası senin ülken değil, yabancısın demeyecek.
- Erzincan’a 700 aile geldi. Nasıl gidiyor çalışmalar?
Ahlat ve Erzincan gibi bölgelere yerleşiyoruz. Cumhurbaşkanımız bizim acımızı, vatan hasretimizi dindirmek için uğraşıyor. Bize tahsis edilen evlerin içinde bardak ve tabağına varıncaya kadar her şey devletimiz tarafından karşılanıyor. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı çalışması. Ahıskalılar çalışkandır. Bölgeyi kalkındırıp birlikte güçleneceğiz.
Evvelki yönetimler bizi muhatap almazlardı, Cumhurbaşkanımız ise bizi makamında dinliyor. Yıllardır vatansız kalmış bir Türk topluluk için bunun ne anlama geldiğini bilemezsiniz.
KGB KAFASI HEP AYNI!
- Ahıskalı’yı çileden çıkaran tek şey kendisine Mesket Türkü denmesiymiş. Neden?
Bizim vilayetimiz Ahıska’dır. Gürcüler bize Mesket Türkleri adını taktı. Orada bile oyun var. İtirazımız bundan. Gürcü’den dönme Müslüman demek istiyorlar bize. Ahıska ve Türk tarihi gitsin diye böyle isim verdiler. KGB kafası hiç değişmedi.
- Sürgünün tarihi gizli kaldı. Sanatınzı, kültürünüzü nasıl muhafaza ediyorsunuz?
Sadece Türk evladı olduğumuzu kanıtlayan bir belge alabildik. Tarih, kültür geçmişine dair her şey yok edildi. Tüm bu vahşet, orada daha sonra hak iddia etmeyelim, gelecek nesillere kültürümüzü unutturalım diye yapıldı. Türklüğümüz kaldı elimizde. Biz de onu muhafaza ettik, geleneklerimizi koruduk.
AHISKA’NIN KALESİ TÜRKİYE
- Ahıska’nın öz Türkçe’de ‘son kale’ demek değil mi?
Evet ‘son kale’ demek. Ahıska’nın kalesi de Türkiye. Burada hainler olmasın, terör olmasın, kardeşlik, barış olsun. Biz vatansız topraklarda yaşarken, öz vatandan gelen terör haberlerini duyunca kardeş yası tutan bir toplumuz. Mazlum milletlerin arkasında olan dev bir ülkemiz var. Göğsümüz kabarıyor.
- Peki bir de FETÖ belası var. FETÖ, Ahıskalılar içine de girmeye çalıştı, başarısız oldu.FETÖ’ye nasıl direndiniz?
Biz Türk milletinin parçasıyız. Kim Türkiye’ye düşman karşısındayız, kim dost yanındayız. Hainlik edenlerle mücadele boynumuzun borcudur. Geçen sene 15 Temmuz’da Kazakistan’da darbe girişimini duyunca tüm ailemi alıp Türkiye’ye geldim. Burada 23 gün nöbet tuttuk. Dünyaya yayılan tüm Ahıskalılar dua etti, darbeye karşı durdu. Biz Ahıskalılar içimize hain almayız. Birlikte hareket ederiz. Mesela ABD’de cami ve kültür merkezlerimiz var. Oradaki çocuklarımız bizim merkezlerimize gider. Dernek olarak her yıl 50 Ahıskalı’yı hacca gönderiyoruz. Eğitim ve ibadetimize kişi ya da sözde kurumları aracı etmeyiz. Bizim bütün evlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın fotoğrafı asılı. Kazakistan’da 30 camimiz, kültür merkezlerimiz, spor salonlarımız, sinemalarımız var. FETÖ’nün hiçbir yapısına girmeyiz, onları aramıza da almayız. Başımızın üzerinde sadece yüce Türk bayrağı vardır. Osmanlı’da sınır koruyan Ahıska Türkleri, hiçbir yerde FETÖ’ye geçit vermez. Bunu da not düşün tarihe.
- Ahıskalılardan tüm Türkleri çıkarılacak ders nedir?
Bugün Ahıskalıların dilini, dinini değiştirmemesi, asimile olmamasının nedeni birlik olmamız. Hem milletçe hem de siyasette birlikte olunması lazım. Bir Türk’ün en büyük kazancı Türk olmasıdır. Bugün tankların altına yatacak Türk’ten başka bir millet yok. Türkiye 15 Temmuz’da geçmişin ruhunun hiç değişmediğini dünyaya ilan etti.
Ahıska öz Türkçe’de son kale demek. Türkiye’ye hainlik eden karşısında bizi bulur. Osmanlı’nın sınır muhafızı olan Ahıskalılar FETÖ’ye de hiçbir yerde geçit vermez.
Kaynak: Star
Yorumlar