Öncülüğün,
Müslüman ve Türk olduğunu,
Tarihimize kara harflerle yazılan 14-16 Kasım 1944 sürgününü,
Soğuk kış ayları kara vagonlardan atılan yetimlerimizi, aziz yavrularımızı,
Orta Asya steplerinde soğuk, açlık ve hastalıkdan ölen Ahıskalı kardeşlerimizi,
Sürgünde geçen 66 yıla rağmen, iman ve iffetiyle soyumuzu koruyan aziz annelerimizi,
Vatan savunmasıdır diyerek savaşa gidip bir daha dönmeyen erlerini yıllarca namusuyla bekleyen aziz bacılarımızı,
Kurşuna dizilen veya Sibiryalara sürülen aydınlarımızı,
Yıllarca yılmadan ve cesaretle mücadele eden aziz büyüklerimizi,
Aziz şehitlerimizi,
Aziz milletimizi, dilimizi, dinimizi ve kültürümüzü unutmamaktır !
Dünyanın dokuz ülkesine dağılmış bir halde yaşarken, hayatta kalmanın yegane yolu budur.
Müslüman ve Türk olman senin hayattaki en değerli varlığındır…
Gürcistan’a, Ahıska’ya veya Türkiye’ye dönüş için verdiğin mücadelen sırasında, seni bu değerli varlığından ayırmak isteyen iç ve dış rakiplerin olacaktır…
Bir gün Gürcistan’a, Ahıska’ya veya Türkiye’ye dönmeye karar verirsen, içinde bulunduğun durum ve şartları bahane etmeyeceksin ! Çünkü, içinde bulunduğun durum ve şartlar elverişli olmayabilir...
Gürcistan’a, Ahıska’ya veya Türkiye’ye dönmen, yıllarca çeşitli ülke ve güçler tarafından her türlü bahane ve sebepler gösterilerek engellenmiş olabilir…
Senin, Gürcistan’a, Ahıska’ya veya Türkiye’ye dönmeni istemeyen rakipler, dünyada emsali olmayan büyük güçler olabilirler…
Deden ve ninen, annen ve baban, ailen ve yakın akrabaların, Ahıskalı Türk Halkın, zorla ve acımasızca, Gürcistan’daki o aziz vatanından, Ahıska’dan 14-16 Kasım 1944 tarihlerinde acımasızca ve barbarca sürgün edilmiş olabilir ve yıllarca vatanından uzakta, sürgünde hayat mücadelesi vermiş ve binlerce şehit vermiş olabilir...
Bütün bunların yanında Ahıskalı Türk Halkının önderleri, Gürcistan’a, Ahıska’ya veya Türkiye’ye dönmek için yıllarca büyük bir mücadele vermiş ve bu mücedele sonrası belli bir netice elde etmemiş olabilirler…
Sürgün ve olaylar sonucunda Ahıskalı Türk Halkın çok zor durumda ve dünyanın dokuz ülkesine dağılmış bir halde ve çaresizce sürgün hayatını yaşıyor olabilir.
Ey Ahıskalı Genç !
İşte, bu zor durum ve şartlara rağmen, senin en önemli vazifen; Gürcistan’a, Ahıska’ya anayurduna ve Türkiye’ye atayurduna dönmek ve vatan topraklarını savunarak asırlarca mücadele veren ve şehit düşen ecdadının ve büyüklerinin ruhunu şad etmektir…
İhtiyacın olan güç, damarlarındaki o asil kanı dolaştıran ve seni yaşatan ve kalbinde yer alan Allah-ü tealaya (Celle Celalüh) ve onun Resulüne (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ve Ehl-i Sünnet Ve-l Cemaat İtikadına olan İmanındır.
Yorumlar