Bursa’da faaliyetlerini sürdüren “Sürgüne Uğramış Ahıska Türklerinin Haklarını Koruma Merkezi” Başkanı Paşa Alihan yeni çıkan İkamet Tezkerelerinde Milliyeti bölümüne Ahıska Türkü ibaresi konulmasını istedi.
11 Nisan 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yeni yabancılar kanunu çerçevesinde verilen ikamet iznimizde Ahıska Türkleri ibaresi olmadığını diğer yabancılarla bir tutulduklarından dolayı da son derece kırıldıklarını ifade etti.
Derneğin Merkezinde bir toplantı yaparak bir araya gelen Ahıska Türkleri bu uygulamanın genel hatlarıyla iyi olduğunu ancak 1944 yılında Sovyetler Birliği döneminde yurtlarından sürüldükten sonra kimliklerinde özellikle milliyetine Azeri, Kırgız, Kazak, Özbek gibi ibareler koymak istediklerinde karşı çıktıklarını söylediler. 70 yıldır adımızı değiştiremeyen, tüm baskılara rağmen direnerek kimliklerinde tek Türk adını saklamayı başardıklarını dile getirdiler.
STALİN REJİMİNİN BAŞARAMADIĞI TÜRKİYE’DE YABANCILAR İDARESİ BAŞARDI
Sovyetler Birliğinde 1940’lı yıllarda özellikle Kafkaslardan Türk kökenli birçok millet yurtlarından sürülmüştür. Bunların içerisinde kimliklerinde sadece Türk adını taşımayı başaran Ahıska Türkleri olmuştur diyen Ahıskalılar bugün bize Türkiye’de uygulanan diktatör Stalin rejiminin başaramadığını Göç İdaresi Genel Müdürlüğü başardı diyerek şöyle devam ettiler. “Biz Osmanlı döneminde Ruslara terk edilmiş daha sonra da Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti tarafından 1921 tarihinde sahipsiz bırakılmış, kendi kaderimize terk edilmiş bir toplumuz. 1940’lı yıllara kadar masa başsında çizilen sınırları tanımadık ve Türkiye’den hiçbir zaman kopmadık. Sırf Türk olduğumuz için 14 Kasım 1944 yılında silah zoruyla asırlardır yaşadığımız yurdumuzdan bir gecede silah zoru ile sökülüp atıldık. Orta Asya steplerine gönderildik. İsimlerimizi değiştirmek istediler direndik, kimliklerimizde Türk haricinde Azeri, Özbek, Kazak, Kırgız yazmak istediler direndik. Tüm baskı ve sindirmelere karşı birçoğumuz Türk adını bugüne kadar şerefle korumayı başardık. Sovyetler dağıldıktan sonra bize yaşadığımız ülkeler pasaportlarımızı verdiler. Doğal olarak da o ülkenin vatandaşlığını almış olduk. Ancak biz bulunduğumuz ülkelerde de Türk adını halen saklamayı başarmış bir milletiz. Anavatanımız Türkiye’mize geldiğimizde eski ikamet teskerelerinde Ahıska Türkü ibaresi yzıyordu. Şimdi bu ibare kaldırılmış, geldiğimiz ülkenin milliyeti yazıyor. Bunu kabul etmiyoruz. Madem yazacaksınız yanında parantez içerisinde bize Ahıska Türkü ibaresi koyarak yıllardır sakladığımız kimliğimiz korunsun istiyoruz”
BİZE KUCAK AÇAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİMİZE MÜTEŞEKKİRİZ
Toplantıya katılanlar “Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti bize kucak açmıştır. Her şeyden önce teşekkürümüzü iletmek istiyoruz” diyerek kendilerinin başka ülke vatandaşları ile yani yabancılar ile bir tutulmamasını istediler. 1944 sürgününden sonra 1989 Fergana faciasında ikinci bir sürgün, 2004 yılında Rusya Federasyonu Krasnodar’da üçüncü bir sürgün, 2010 yılında Kırgızistan’daki çatışmalar ortasında kaldıklarını ve bugün Ukrayna’daki çatışmalarda yine ortada kalarak ezilen bir toplumun haykırışları olduğunu belirterek devletin yetkililerinin kendilerini doğru anlamasını rica ederek şöyle söylediler. “Biz Osmanlı torunuyuz, Türkiye’nin bir parçasıyız. Suçumuz sınırlar çizilirken kaçıp Anadolu’ya gelmedik, yurdumuzda kalarak topraklarımızı koruduk. Stalin Rejimi bizi bir gecede sürerken Türkiye maalesef yardım elini uzatamamıştır. 1989 Fergana’da Türkiye yine el atamadı. 2004 yılında Krasnodar’da kimliksiz bırakıldığımızda Türkiye’miz yine yoktu yanımızda. 2010 yılında Kırgızistan’da çatışmaların içerisinden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları uçaklar ile kurtarılırken bizler bir TIR parkına sığınarak canımızı kurtardık. Evlerimizi ateşe verdiler. Türkiye daha sonra evlerimizi yaparak yaralarımızı sarmıştır teşekkürümüzü arz ediyoruz. Şimdi Ukrayna’da aynı acıyı yaşıyoruz, Türkiye yakinen ilgileniyor ayrıca müteşekkiriz. 1992 yılında sırf Ahıska Türklerine çıkarılan 3835 sayılı kanun ile Türkiye’miz biz Ahıska Türklerine kucak açmıştır. Yapılanları unutmuyoruz. Anavatanımız Türkiye’mize sonsuz teşekkürümüzü defalarca bildirmek istiyoruz. Ancak biz yaralı bir toplumuz, bize sahip çıkarken son uygulamalar ile yabancı gözü ile bakılmasını doğru bulmuyoruz. Kimliklerimizde Ahıska Türkü yazılması gereken yere yabancı uyruğundaki ülkelerin milliyetinin yazılması doğru değildir. Bizi o ülkelerde misafir olarak almışlardır. Biz öz be öz Türk’üz. Ahıskalıyız. Bizi bu şekilde kabul edilmesini ve bu yönde bize muamele yapılmasını istiyoruz. Milliyeti kısmına yeniden Ahıska Türkü yazılsın istiyoruz.”
Yorumlar