Bursa'nın İnegöl ilçesinde, garajdan bozma kulübede yaşayan Ahıskalı ailenin çocukları okuma azimleriyle görenleri şaşırtıyor.

2006 yılında çocuklarının milli kültürle yetişmesi için Rusya'dan Türkiye'ye göç eden Ahıska Türk'ü Rahime Güneş, İnegöl ilçesinde sığındıkları bir apartmanın bahçesinde otomobil garajından bozma 15 metrekarelik kulübede, ‘kitap kurdu’ olan iki çocuğuyla birlikte hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Her ikisi de sınıf birincisi olan iki çocuk, günde 5’er, ayda ortalama 150’şer kitap okuyor. Uzun zamandan bu yana garajdan bozma, tavanı akan, her yerinden soğuk giren tek göz kulübede yaşayan Güneş ailesi hastalıkla cebelleşirken, 10 yaşındaki Rüstem ve 9 yaşındaki Rabia Güneş'in kitap okuma azmi görenleri hayrete düşürüyor.

Sabah uyandıklarında kahvaltı yapmadan, okula gittiklerinde teneffüslerde kitap okuyan Güneş kardeşler, parka veya gezmeye gittiklerinde bile kitabı ellerinden düşürmüyor. İki kardeş ayda ortalama 150’şer kitap olmak üzere toplam 300 kitap okuyor. Sınıflarında birinci olup okuma yarışmalarında madalyalar alan kardeşler, kitap okuma alışkanlıklarını annelerine borçlu

Kaymakamlık Sosyal Yardım Vakfı'ndan iki ayda bir 250 TL yardım alan Güneş ailesi, bu kadar az parayla hayata 4 elle tutunmaya çalışıyor. Aile, hayırseverlerden başlarını güvenle sokabilecekleri sadece iki odalı bir ev, bir de çocukların eğitimi için destek bekliyor. Kitap kurdu kardeşler, yardımseverlerden eğitim desteği bekliyor. Ne bulursa okuyan Güneş kardeşlerin üye oldukları İnegöl Halk Kütüphanesi'nde kendi seviyelerine uygun okumadıkları kitap kalmadı.

Anne Rahime Güneş, görücü usulüyle evlendiği kocası ile Rusya'da yaşadığı sırada iki çocuğunun dünyaya gelmesinin ardından, "Ben Türk'üm, çocuklarım neden gavur ülkesinde eğitim görsün?" diyerek çocuklarının eğitimi için Türkiye’ye geldiğini söyledi.

Eşinin Rusya’da kaldığını, kendisinin çocuklarıyla birlikte 2006 yılında İnegöl'e göç ettiğini anlatan Güneş, "İnegöl'e taşındığımızda bir çocuğum 3, diğeri 2 yaşındaydı. Çocuklarım birinci sınıfa başladıklarında ikisine de okuma alışkanlığını kazandırdım. Ondan sonra kütüphaneye üye olduk. Çocuklarım büyüdükçe okuma alışkanlıkları daha da arttı. Kütüphaneye gidip kitap alıyordum. Kütüphane sahipleri günde 3 kitaptan fazla vermiyordu Ama çocuklarım fazla okuduğu için kütüphane görevlilerinin, 'İstediğiniz kadar alabilirsiniz' demesinin ardından günde 5 kitap almaya başladım. Sürekli kitap getirdim. Çocuklarım hepsini okudu. Sabah kalktıkları an kahvaltı yapmadan kitap okumaya başlıyorlar. Bir yere gezmeye gittiğimizde bile ellerinde kitap oluyor. Ayda ortalama her biri 150'şer kitap okuyor. Çocuklarıma kitap bulmakta zorlanıyorum. Kütüphanenin kitaplarını neredeyse bitirdiler sayılır. Bazen tekrar tekrar aynı kitapları okuyorlar. Çocuklarım okula gittiklerinde teneffüslerde bile kitap okuyorlar" dedi.

"ÜTÜYLE YATAĞI ISITIP ÇOCUKLARIMI UYUTUYORUM"

2006 yılından bu yana Süleymaniye Mahallesi Nezir Sokağı'nda otomobil garajı olarak yapılmış olan tek gözlü kulübede kaldıklarını anlatan çaresiz anne, "Evimizin tavanı yağışlarda akıyor. Otomobil garajı olarak yapıldığı için penceresi yok. Çocuklarım hasta oldu. Oğlum bronşit. Kızımda göbek fıtığı var. Ben de rahatsızım. Sürekli evde duramıyorlar. Hava almak için dışarı çıkarıyoruz. Kaymakamlıktan iki ayda toplam 250 lira yardım alıyoruz. Onunla geçinmeye çalışıyoruz. Kış mevsiminde elektrikli soba yaktığımız zaman ayda 130 lira elektrik faturası geliyor. Faturayı ödediğimizde bize bir şey kalmıyor. Sağlıksız bir ortamda yaşıyoruz. Rutubet var. 8 yıldan bu yana zorluk çekiyoruz. İçimi bir tek Rabb'im bilir. Bu şartlarda çocuklarımın okuması zor. Hiçbir çocuk bu şartlarda okuyamaz. Bir küçük yemek masamız var, onun da bir ayağı kırık. Soğuk havalarda ütüyle yatağı ısıtıp çocuklarımı uyutuyorum. Ailemden yardım görmüyorum. Zaman zaman komşularımızın ve bazı hayırseverlerin yardımları oluyor. Ne yapacağımı şaşırdım" diyerek sıkıntılarını dile getirdi.

Kaynak: AHISKALILAR