Guinness Rekorlar Kitabı'na adını yazdıran ve efsane haline gelen Amerikalı bilek güreşçisi John Brzenk dahil bir çok kişinin bileğini bükemediği Ferit Osmanlı, Türkiye'ye dünya şampiyonluğu getirmek için destek bekliyor.
RÖPORTAJ: UFUK SOYHAN
2005, 2006 ve 2007 Dünya Bilek Güreşi Şampiyonu Ferit Osmanlı'nın film gibi hikayesi bu... Dünya şampiyonluklarının yanında bir çok derecesi bulunan ve bir zamanlar adı Farid Uzmanov olan Ahıska Türkü Ferit Osmanlı'nın ailesi, 2. Dünya Savaşı'nın ardından Kemal Sunal'ın oynadığı komedi filmi 'Propaganda' da olduğu gibi ülke sınırları çizildiğinde sınırın diğer tarafındaki Gürcistan'da kaldı.
Buradan Özbekistan'a sürülen Osmanlı ailesi, yıllarca Türkiye'ye hasret yaşadı. Dedesi Ayvaz Osmanlı'nın, "Ne olursa olsun bir gün vatanımız Türkiye'ye dönün" vasiyetini yerine getirecek Ferit ise, 1982 yılında dünyaya geldi. Ferit, okulda beden eğitimi dersi sırasında barfiks çekemediği için öğretmenleri ve arkadaşlarının kendisine gülmesine çok içerledi. Ferit Osmanlı'nın güçlenmek için spor yapmaya başlamasıyla birlikte tanıştığı bilek güreşi, 12 yıl sonra vatan hasretini sona erdirdi.
Guinness Rekorlar Kitabı'na tüm zamanların en iyi bilek güreşçisi olarak adını yazdıran ve dünyada efsane haline gelen Amerikalı bilek güreşçisi John Brzenk dahil bir çok kişinin bileğini bükemediği Ferit, Eylül ayında Brezilya'da düzenlenecek 2012 Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası için hazırlanıyor. Ferit, bu arada hayatını asgari ücretle çalıştığı spor salonunda kazanıyor. Maddi durumu iyi olmamasına rağmen Türkiye'ye gelmekten hiç pişman olmayan, dünyanın bileğini bükemediği Ferit, "Fakirlikten sürünsem de burası benim vatanım" diyerek, filmlere konu olacak yaşamını Yeni Asır'a anlattı.
* Çocukken de bileğiniz güçlü müydü?
- Çocukken tombuldum. Okulda dalga geçilen çocuklardan. 15 yaşında Özbekistan'da lise öğrencisiyken beden eğitimi dersinde barfiks çekemedim. Öğretmenim ve arkadaşlarım bana çok güldü ve dalga geçti. Dersten kaldım. Bunu hırs yaptım. Yaz tatili boyunca gece gündüz spor yaparak bileğimi ve kollarımı güçlendirdim. Ertesi yıl aynı derste öğretmenim bana 3 seçenek sundu. Barfiks, koşu veya uzun atlama. Barfiksi tercih ettim. Öğretmenim, "İyi o zaman biz de gülelim" diye yine dalga geçti. 37'nci kez barfiks çektiğimde öğretmenim, "Yeter, in artık" diyebildi.
* Bilek güreşine ne zaman başladınız?
- Özbekistan'da düğünlerde aile büyüklerimiz eğlence amaçlı bilek güreşi yapardı. Babam da çok güçlüydü. Bilek güreşine o zamanlar heves ediyordum ancak hiç yapmamıştım. Lisede gittiğim spor salonunda bir bilek güreşi masası vardı. Merak edip incelemeye başlarken, birisi "bilek güreşi yapabilir misin?" dedi. "Bilmiyorum, hiç denemedim" cevabını verdim. Sonra bu kişiyle tutuştuk, onu yendim. Sonra bir başkası, daha başkası derken orda bulunan herkesi yendim. Salonun hocası geldi, en son onla tutuştuk ancak ona yenildim. O günden sonra profesyonel olarak bilek güreşi yapmaya karar verdim.
SERİ ŞAMPİYONLUKLAR
* Şampiyonluklar ne zaman başladı ve unutamadığınız müsabakayı kimle yaptınız?
- 18 yaşında Özbekistan ikincisi oldum. 2003'te Moskova'da, 2004'te Güney Afrika'da dünya ikincisi oldum. Japonya'da 2005, Polonya'da 2006 ve Bulgaristan'da 2007'de ise dünya şampiyonu oldum. Guinness Rekorlar Kitabı'na tüm zamanların en iyi bilek güreşçisi olarak adını yazdıran ve dünyada efsane haline gelen Amerikalı bilek güreşçisi John Brzenk'i Las Vegas'ta yenmeyi başardım.
* Türk vatandaşı olmaya ne zaman karar verdiniz?
- Ahıska Türküyüz. 1944 yılında sınırlar çizilirken 'Propaganda' filmindeki gibi ailem sınırın Gürcistan tarafında kalmış. Oradan da Özbekistan'a sürmüşler. Özbekistan'da rahattık ama vatan hasreti hepimizin içindeydi. Dedem Ayvaz Osmanlı, "Ne olursa olsun bir gün vatanımız Türkiye'ye dönün" vasiyetini ağzından hiç düşürmüyordu. Şampiyonlukların ardından 2008 yılında Türk vatandaşı olmak için başvurdum. 2009'da vatan hasreti bitti ve Denizli'nin Honaz ilçesine yerleştik.
* Türkiye adına katıldığınız şampiyonluklarda ne dereceler elde ettiniz?
- Türkiye'ye geldikten sonra bir süre tam istediğim gibi antrenman yapamadım. 2010 Avrupa ve Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası milli takım seçmelerinde birinci oldum. 2010 yılında, Moskova'da düzenlenen Avrupa Şampiyonası'nda ikinci, 2010 ABD'de düzenlenen dünya şampiyonasında ikinci, 2011'deki Avrupa ve dünya şampiyonalarında da aynı dereceyi elde ettim. Şu an Brezilya'da düzenlenecek 2012 dünya şampiyonasına hazırlanıyorum. Hedefim, Türkiye'ye dünya şampiyonluğu getirmek.
* Türkiye'ye geldiğinize pişman mısınız?
- Özbekistan'da sıkıntımız yoktu ancak Türkiye'ye geldiğim için kesinlikle pişman değilim. Fakirlikten sürünsem de ben vatanımdayım. Vatanımda olmak hiçbir şeyin yerini tutmaz. Kendi çabalarıma bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Sadece destek bekliyorum.
Beslenmesine dikkat etmesi gerekiyor ama...
* Hayatınızı nasıl kazanıyorsunuz ve şampiyona hazırlıkları nasıl gidiyor?
- Evli ve iki çocuk babasıyım. Çalışmam gerek. Türkiye'ye geldikten sonra iş konusunda biraz bocaladım. Spor akademisi mezunuyum. Rusça'yı çok iyi bildiğim için tatil yörelerinde bir süre tercümanlık yaptım. Daha sonra bir spor salonundan teklif geldi ve burada asgari ücretle işe başladım. Hem öğrenci yetiştiriyorum hem de 2012 dünya şampiyonasına hazırlanıyorum. Öncelikle bilek güreşi sporcusunun vitamin ve protein açısından çok iyi beslenmesi gerekiyor. Bu şartlarda bunu tam yerine getiremiyorum. Bazen bana, "Sen bir dünya şampiyonusun, nasıl işe dolmuşla gidip gelirsin?" diye soran bile oluyor. Bunlar önemli değil ancak şampiyona için destek gerekiyor. Benim tek hedefim Türkiye'ye dünya şampiyonluğu getirmek.
Kaynak: Yeni Asır
Yorumlar