Değerli okuyucular; Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) 2008 yılında başlayarak dünyanın 10 ayrı ülkesinde yaşayan Ahıska Türklerini bir çatı altında birleştirmek ve en başta 1944 sürgününden sonra verilen “VATAN” mücadelesinde başarıya ulaşmak için girişimler başlatıldı. Bu süreç içerisinde birçok kişi görev almıştır. Her defasında Ahıskalıların yaşamış olduğu ülkelerde kurmuş oldukları Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) başkanları ile görüş alışverişinde bulunulmuştur. Herkesin ortak kanaati, dağınık halde yaşayan Ahıska Türklerini birleştirecek bir kuruluşun oluşması yönündeydi. Aynı yıl Ankara’da toplanan Ahıska Türkleri dernekleri, vatan Cemiyetleri, Federasyon ve Vakıf başkanları konu üzerinde tartışarak bir isim üzerinde uzlaşı sağlamışlardır. (Bu toplantının video görüntüleri elimizdedir) Böylece geniş katılımlı toplantıların sonucunda ortaya çıkan isim Dünya Ahıska Türkleri Birliği kısaltılmış haliyle de DATÜB olmuştur. Bu ismi ve faaliyetleri Türkiye Cumhuriyeti en üst düzey makamları kabul edip onaylamıştır. Daha sonra, bu onurlu vatan davamızla ilgili muhataplardan Avrupa Konseyi, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgizistan, Rusya ve Amerika gibi faaliyet alanına giren ülkelerde kabul etmişlerdir. Dünyanın kabul ettiği DATÜB adını maalesef halen içimizde tarafsız geçinen bazılarımızın kabul etmeyişinin izahını şahsen ben anlamakta zorlanıyorum.
DATÜB’ün kurulma aşamasında kurucu başkan Ziyatdin İsmihanoğlu Kassanov bizzat Ayfer Aksu’yu görevlendiriyor. Ayfer Aksu bu işi iki yıl süre içinde sonlandıramayınca bir görev değişikliği oluyor. Görevi alan Prof. Dr. İlyas Doğan DATÜB’ün tüzüğünü resmi mercilerden onaylatarak kuruluşunu gerçekleştirdi. Böylece Ahıska Türkleri’nin tarihinde bir ilk başarılmış oldu.
Liderliğe soyunanın maksadı belli oldu
Kısa bir dönem için kendisine görev verilen Ayfer Aksu, millet adına çalışıyorum diye ortalıkda kendisine liderlik vasfı takınarak kahramanlık rolü oynadı. Başarısız bir süreçten sonra daha kuruluş aşamasında olan DATÜB’deki görevi sonlandırılınca bir açıkgözlülük yaparak gerçek maksadını ortaya koydu. Türk Patent Enstitüsü’ne başvurarak Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB)’ün kendisininmiş gibi gösterip patentini üzerine almayı becermiştir.
Daha sonra çeşitli santajlarla para sızdırma yoluna girmişse de bunu başaramayınca bir avukat aracılığı ile önce noterden ihtarname çekmiştir.
Ardından soluğu mahkemede alarak DATÜB’ün faaliyetlerini durdurmak istemiştir. Konuyu belgeleri bilginize siz değerli hemşerilerimin ve okuyucularımızın bilgisine sunuyorum.
Sözün özü
Sözün özünü aslında değerli hemşerimiz Veysel Veysel konu ile ilgili makalesinin bir paragrafında aynen şöyle ifade ediyor “Ayfer Hanım şahsi olarak tanıdığım bir isim. Bana dün de bugün de “Ben para için değil sadece Ahıska Türkleri için çalışıyorum” diyen bir isim. Maddi emeller peşinde koşmayan bir insan olarak kendini tasfir eden Ayfer Hanım, DATÜB adını patentleştirmesi ve ardından DATÜB’e dava açması acaba Ahıska Türkleri ile alakalı hangi hizmet kapsamında değerlendirilmelidir?”
Ardından diğer bir değerli hemşerimiz İsmail İdris yine konu ile ilgili yazdığı eşsiz makalesinin son paragrafında;
“Eğer içimizden biri çıkıp, millete hizmet için kurulmuş ve SİZİ temsil eden bir kurumu ticari bir amaç veya farklı bir maksat için halkının elinden alıyor, kendi adına patentliyorsa ve de buna tepki olarak yüzbinlerce Ahıskalıdan sadece birkaçının sesi yükseliyorsa kimse kusura bakmasın, bu olanlar bize müstahaktır.
Biz böyleyken suçu elin Rus’unda, Gürcü’sünde aramak ne fayda?”
Bu iki sözün üstüne daha başka yazacak bir konu bulamıyor, siz değerli okuyucularımın engin görüşlerine sunuyorum.
Kararı hukuki anlamda elbette yüce Türk Adaleti verecektir. Ancak Ahıska Türkleri’ni kendi çıkarları için kullanmaya kalkan birini vicdanında yargılayarak mahküm etmek tüm Ahıskalılara düşmektedir.
Burhan ÖZKOŞAR
DATÜB Genel Başkan yardımcısı ve Avrupa Temsilcisi
Yorumlar