"Bir şey bilyorsan söyle İbret alsınlar, bilmiyorsan sus Alim sansınlar."
Öncelikle tüm milletimize sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Ilk olarak bu yazıyı yazma girişimimin nedenlerini açıklığa kavuşturma gereği duyuyorum. Birkaç gün önce, çok güvendiğim sitelerden AHISKA.NET ve daha yeni açılmış olan Ahıska Press'te Sayın İbrahim AGARA'nın ABD'deki Ahıskalılarla ilgili ve şahsımla ilgili yayınlanan (Ahıskalı Öğrencilere Amerikan Kancası) makalesine cevap olarak bu yazımı kabullenmenizi saygılarımla arz ederim.
Sayın Ibrahim Agara'ya şunu söylemek isterim : Eğer yazdığınız yazıyı sadece şahsıma karşı çıkış olarak görseydim yanıtsız bırakırdım, fakat yazdığınız yazı ABD'deki bütün milletime karşı bir çıkış olarak görüyorum. Bu yüzden yazdıklarınıza cevap verme ve gerçekleri açıklığa kavuşturma gereği duydum.
İsterseniz milletimizin ABD'ye geliş sebeplerine ve koşullarına değinelim. ”Gerçi bu konularda akademik seviyelerde bir çok yazılar cıkmışken, Sayın Ibrahim Agara'yı tatmin etmemişse bizim açıklamamız tatmin eder mi etmez mi?”
Rusya'nın Krasnodar'daki bölge rejiminin milletimize yaptıklarından dünya alemin haberi vardı. Agara'ya soruyorum, diyor ki birkaç kez geldik araştırmalar yaptık, Ahıskalıların derdine çözüm bulmaya çalıştık, demek ki onların sorunlarını Agara bile kabul ediyor. Ama nasıl oluyor da 15 sene içerisinde onun ve diğerlerinin uğraşları hiçbir somut sonuç vermiyor?
Krasnador'da yaşayan milletimizin yarısından coğunun pasaportu var mıydı? Yoktu. Pasaportu olanlar ise onları parayla satın almamışlar mıydı? Almışlardı. Krasnodar'daki hayatları hiçbir insani koşullara sığmayan durum değil miydi?. Oradaki çocukların okula gidememesi, sağlık koşullarından yoksun olmaları, haklarını koruyamamaları açık değil miydi? Açıktı.
Ahıska Türkleri, insan muamelesi görmüyordular ve bunlara Türkiye devlet olarak bazı siyasi nedenlerden dolayı göz yummak zorundaydı. Şimdi de kalkmış Sayın Agara diyorsunuz ki Ahıskalıların ABD'ye göç etmesi yalnış bir seçımdi. Peki alternatif olarak Ahıskalılara ne sundunuz?
Boş vaatlerle 15 sene zulüm içerisinde milletimiz yaşadı. Bu 15 sene içerisinde Türkiye'ye kendi imkanlarıyla gidenlerin sayısı çok az oldu. Fakat nedense 1992 senesinden bu yana bir milyondan fazla güya Ahıskalı'ya ikamet belgesi verilmiş, bu nasıl oluyor?
Ahıskalıların sorunlarını çözmek için 500 küsür konut yaptırıyorsunuz İzmir'de, çok güzel sizi taktir ederim. Ama daha güzeli o konutların paylaşımını Türkiye'ye gelme imkanı olmayan, elinde hiçbir dökümanı olmayan Krasnodar'daki insanlarla paylaşsaydınız ve onları Izmir'e taşısaydınız. İşte o zaman belki hakkınız olurdu bu insanları kınamaya.
Ne yazık ki Türkiye'ye taşınmak için çok az sayıda insanımızın imkanı vardı. Var olanların da sadece kendilerini taşıma imkanları vardı. Amcasını, babasını, kızını yani bütün yakın akrabalarını geride bırakmak şartıyla taşınıyordu.
Siz diyorsunuz ki ABD'ye gelenler bütün akrabalarıyla bir daha kavuşmamak üzere ayrıldılar. Gerçeklerse Türkiye'ye gidenler için sizin iddalarınız daha yakın olabilir. Ağır yaşam şartları altında yaşayan Türkiye'deki Ahıskalılar senelerce akrabalarını Rusya ve diğer Orta Asya ülkelerine gidip göremiyorlar. ABD'deki Ahıskalılarsa en az senede bir kez 1 aylığına akraba ziyaretleri yapıyorlar, çoğu da giderken akrabalarına yüklü yardımlarda bulunuyolar.
Keşke bütün Rusya'daki Ahıskalılar ABD'ye gidebilseydi. Çünkü kalanlar aynı zulüme yine maaruz kalıyorlar ve aynı şekilde hiçkimse onlara sahip çıkmıyor.
Sayın Barbakadze ve sizin gibi düşünenler Amerika'ya göç programının kapanmasına sebep oldunuz. Bugün buraya gelemeyen insanlar sizleri şiddetle kınıyor.
Amerika'daki Ahıskalılar inanın kültürlerini, dinlerini, örf ve adetlerini Türkiye'dekilerden daha rahat ve daha iyi yaşıyorlar. Türkiye'yi ve Türk değerlerini diğer Türklere göre Amerikada daha iyi temsil ediyorlar. Buradaki eğitim imkanlarımız Türkiye'dekilerinden daha iyi, gençlerin okuma oranları daha yüksek. Türkiye'de 100 bin cıvarında Ahıskalı varsa yurt dışından gelerek okuyanların sayısı yok denecek kadar az.
Sizse Sayın Agara, bize ABD'nin sunduğu imkanlardan yararlanmamızdan rahatsız oluyorsunuz gibi geliyor.
Soruyorum size, burada bizim eğitim alıp, güçlenip Türkiye için ve Ahıska için lobicilik yapmamızda ne zarar var?
Dünyanın her yerinde Türkler güçlenirken ABD'de Ahıskalıların güçlenmesinin ne zararı var?
Hatta diğer ülklerde yaşayan Ahıskalıların zor durumda kalmaları durumunda ABD'deki sesleri olmamızda ne zararı var?
Dünyanın en güçlü ülkesinde, en iyi üniversitelerinde okumalarının ne zararı var?
İmkanlar olursa yurt dışından gelen Ahıskalı gençlerimize eğitim konusunda yardımcı olabilirsek bunun ne zararı olur?
Ahıskalıların burada rahat bir şekilde hayat sürmeleri sizi mutlu etmesi gerekirken görüyorum ki sizi üzüyor.
Kazakistan, Türkiye ve Rusya'dakinin tam tersine buradaki Ahıskalıların arasında maddi farkları çok az. Hiçbir şekilde maddiata göre kendi aramızda ayrımcılık yapmıyoruz. Yaşama şartlarımız hemen hemen herkesin aynı.
ASU'ya ve sizin vatana sahip çıkmıyorlar iddasına gelince. ASU'nun kıymeti görüyoruz ki benim Türkiye'ye gelip ilgilenmemden sonra artmış. Benim 2007 senesinden itibaren tek hayalim vardı "gençleri birleştirmek". Bu konuyla ilgili dönemin ASU Başkanı Sayın Züfer'e bazı tekliflerde bulunmuştum. Birkaç sitede yazılar yazmıştım. Oraya gelmemin sebebi de ilk kez Türkiye'yi ziyaret etmek ve aynı zamanda gençlerin Eskişehir'deki programlarına katılmaktı. Gelmişken de oradaki dernekleri ve insanları ziyaret etmeyi bir borç bildim.
ASU'nun düzenlediği programda çok hoş olamayan şeylerle karşılaştım. Başkent Ankara'dan gelen öğrenciler ulaşım konusunda zorlanmıştılar, aynı şekilde deBursa'dan gelen öğrenciler. Birisinde Ahıska Türklerinin Federasyonu var ve diğerinde de 50 bin Ahıskalı ve birkaç tane dernek var. Programda hiçbir Ahıskalı yetkililere rastlayamadım. Gençlerin programı çok ağır şartlar altında geçtiğine şahit oldum.
Bunlar neden yaşanıyor sorusuna ise gençlerin cevabı şuydu: "Biz istemiyoruz, istemiyoruz çünkü hiçbir dernek ve dernek Başkanına inanmıyoruz. İstemiyoruz çünkü Dernekleri kendi şirketleri gibi amaçları üzerine kullanıyorlar. İstemityoruz çünkü Ahıskalıların adını ve namını kirletiyorlar. Ve bunların yaşandığı derneklerle ve onların başkanlarıyla hiçbir şekilde alakalı olmak istemiyoruz."
Bunları gördükten sonra benim yaptığım tek şey bu gençlerin herzaman yanında olacağımı ve destek vereceğimin sözünü verdim. Bu söz ne içeriyordu diye sorarsanız söyleyeyim size "gençlerin artık kendi kendilerine sahip çıkmalarını ve onların ellerinde olan potansiyellerini kullanmalarını, kurumsal bir yapıya sahip olmaları ve yasallaşmaları (ASU"nun yasal kuruluş olmadığını biliyordum). Gençlerin bir araya toplanacak bir ofise sahip olmalarını ve şikayet ettiği derneklere katılmamak değil onlara alternatif oluşturmalarını, devletin onları muhattap görecek bir organizasyon şekline gelmelerini, gençlerin ve milletimizin dertlerine derman olmalarını sağlamalarında yanlarında olacağımı ve elimden gelen maddi ve manevi desteği sağlayacağımın sözüydü.
Bunları söylerken ASU'nun yeni seçilecek Başkanının en az Sayın Züfer gibi dürüst ve gençlerin desteğini alan birisi olmasının şart olduğunu belirttim. Ahıskalı bir genç olarak, öğrenci olarak tanıdığım ve saygı duyduğum bir insanı sadece ve sadece adaylık için tavsiyede bulundum. O insanın kazanıp kazanmaması tamamiyle temsilcilerin elindeydi.
Ama ne yazık ki bu olay gereksiz yere bazı iç ve kendi öz menfaatleri doğrultusunda Veysel Bey tarafından abartıldı ve çarpıtıldı. Hep aldığı "duyumlar" üzerinden haber yapan ve "duyumlarının" doğru olup olmadığından emin olmadan gençlerin arasına fitne sokarak yayınladığı haberler yüzünden konu gereksiz yere abartıldı. Hiç hoş olmayan ve Veysel beye yakıştırmadığım şahsımla ilgili haberler yazıldı. Hiçbirine cevap vermedim, polemik benim işim değildi çünkü, taa ki söz konusu milletim olana kadar.
Son olarak ABD`deki Ahıskalılar Ahıska'ya, Türkiye'ye ve geride kalan bütün Ahıskalılara sahip çıkıyordu, çıkıyor ve sonuna kadar da çıkacak. Ahıskalılar anavatan Türkiyeyi kendi toprağı saydı ve sayacaktır. Türk bayrağını kendi bayrağı kabullenmiş ve sahiplenmiştir. Bütün programlarımızda Türk İstiklal marşını söylememiz, Türk bayrağını dalgalandırmamız bunun en büyük kanıtıdır. Ahıska'yı ve Ahıska sorununu dünya kamuoyuna ve Amerikalılara tanıtmamız bunun en güzel kanıtıdır.
Onun için sizin gereksiz ve boş iddalarınızı şiddetletle ve en ağır şekilde kınıyorum. Ahıskalılar ne Topraksızdır, ne Bayraksızdır, ne de Vatansızdır. Ahıskalılar sadece geçici olarak Ahıskasızdır.
Bizim sorunumuz büyüklerimizdedir. Sovyet komunist terbiyesi alan veya hiçbir şekilde Ahıska'yla alakası olmayan güya önderlerimizdedir. Gençler olarak inşallah bunun birgün son vermesi için elimizden geldiği kadar çaba göstereceğiz. Bu koltuk kavgalarının birgün bitmesi için tüm dünya Ahıskalı Türk gençlerinin birleşmesi şart. Bunun için herkesi işbirliğine davet ediyorum.
Saygı ve Sevgilerimle
İslam Şahbandarov
Dayton,OH Ahıska Türkleri Dernek Başkanı
Yorumlar